kimi sürekli nazar değecek korkusuyla hayatındaki kötülükleri anlatır durur, karşıdakinin içini kararttığının farkına bile varmaz. ( gizli kibir ile sürekli sanki birileri onun kötülüğü isteyecekmiş inancına tutunur.)
kimi sürekli kendini en derin, en sanatsal, en büyük aşkı yaşıyor sanar ve kibirle diğer herkesi sıkıcı bulduğunu beyan eder ( kendinin en asi, en farklı olduğu, en özel olduğu hissiyatına tutunur, burada kibir hat safhadadır)
kimi sürekli sevgi kelebeği olup, aslında kimseyi doğru dürüst dinlemez (kişi kendi zihninden kaçmaya, kaçış ve oyalanma ihtiyacına tutunur.)
kimi sürekli ilgi sevgi anlayış bekler ( birilerinin sevgi sunması için üzgün süzgün oturması gerektiği gerçeğine tutunur)
kimi sürekli her şeye alınır ( kendi değersizliğine tutunur.)
kimi sürekli büyük dertlerini anlatır durur ( etrafının ilgisini sevgisini emer, çünkü mantıklı gereklilerle ihtiyaçları her şeyin üzerinde görür.)
kiminin sürekli kafası güzeldir (bu insanlar da kaçışı tutunur.)
kimi ailesinin konfor alanından asla çıkamaz büyümez
kimi sürekli kaygılıdır, belirli bir noktadan sonra kaygı duymamaktan da kaygı duyar.
kimi ve çoğumuz kendinin çok farkında olduğunu sanıp hiç farkında değildir. konuşmayı öğrendiğinden beri tekrar ettiği cümlelerin kaba mı yoksa kibirli mi olduğunu duymaz çünkü bu onun normalidir.
kimi sürekli kendini anlatır karşıdakini çok iyi anladığını zanneder.
kimi başka herkesi beceriksiz, bir tek kendi bir şeyleri yapabiliyormuş zanneder, başkalarının ilişkilerindeki problemleri kendi çözebileceği kibrinde yaşar.
kimi gerçekleri görmek istemez, sürekli sorunların üstünü örter.
kimi hep en iyi olmak ister, kendini en iyi, en güzel, en başarılı zanneder, aslında kimsenin umuru değildir, seni sen olduğun için severler yada sevmezler.
kimi sürekli yalanlar atarak, durumları idare eder.
kimileri sürekli egzecere eder.
kimi içtiği çaya, bindiği arabaya tutunur.
kimi semtine tutunur, kimi okuduğu lisenin etiketine, kimi okuduğu üniversitenin ismine, kimi tuttuğu takıma tutunur.
kimi sürekli fit olmaya tutunur, kimi sürekli en güzel ve en dikkat çekici olmaya tutunur, kimi sürekli ortamdaki en baskın olmaya tutunur.
kimi iki saniye durmamaya, kendine kaçmaya ve sürekli meşgul olarak kendini değerli kılmaya tutunur.
kimi pahalı objeler kıyafetler alarak kendine değer katmaya çalışır, kimi sürekli daha çok bilme çabasındadır, kimi daha çok gezmiştir, kimi daha çok okumuştur.
kimi sadece sorumluluklarına tutunur, hayattan zevk almayı küçümser, bir kahkaha atamadan şu hayattan gelir geçer.
kimileri sürekli bunalımdır, kimileri sürekli işkolik, kimileri sürekli aktivist.
kimileri sürekli burçlarla, genellemeler, determinist yol haritaları oluşturur.
kimi sürekli bilim odaklı ve realist olduğunu zanneder yine nazardan korkar.
ve hepimiz eninde sonunda bunlardan birazına, bir çoğuna sahip oluruz, ermiş olup sürekli meditasyon yapmıyorsak, önümüze çıkanların bir kısmına tutunur , bir kısmını salarız.
ben mesela annemin yaptığı bir yanlışın şokuna yıllarca tutundum, babamın ölümün verdiği acıya ve içimdeki oluşturduğu zift gölüne tutundum, içimdeki boşluk hissiyatına tutundum, sevdiğim şeffaf olan arkadaşlarımın, sevdiklerimin arasında kendimden kaçma ihtiyacına tutundum, sevdiğime sırnaşma ihtiyacına tutundum, kedimi öpme alışkanlığına,, kahve içmeye, yürüyüş yapmaya, arada kendimi değersiz hissetme krizleri geçirmeye, arada Fomo (fear of missing out, dışarıda kalma, dışlanma endişesi gibi ) hissetmeye, arada zehirli dilimle insanları sokup sonra suçlu hissetmeye tutundum, ne hissediyorsam hemen söylemem gerektiği ihtiyacına, duygusal yeme bozukluğuna tutundum, son zamanlarda bir kaçının iplerini saldım, artık tutunmuyorum ama arada geri dönüp bana çarpmaya devam ediyorlar, bir yerlerinden onlar da bana tutunmuşlar sanırım biraz biraz….
not 1:karşınızda yeni tanıştığınız biri çıktığında kendi tam olarak nasıl tarif eder, kendi kafasında kendini nasıl tasarlamış, hangi şeylere tutunmuştur, hep alt metinleri çekin söylediklerinden, kibri, küçümsemeyi, sözcüklerinin altından çekin, oynadığı tiyatronun nedenlerini düşünün, dinlemek çok güzel bir oyuna dönüşüyor öyle zamanlarda.
not 2: joe dispenze,, pema chodron ve diğerleri bu tutunduklarımızın salgılattığı hormonların bağımlısı olup, vücut salgılatmak için seni tetiklediğinde nasıl bunun dışına çıkılacağını güzel anlatıyor.
fotoğraflar; Steve McCurry dinlemeniz için; Moon&Sun Omeria





Bir yanıt yazın