Yürüyüş
Vaktim, sağlığım ve genel keyfim müsaade ettiğinde, genellikle 07:00–08:30 arası sahilde yürümeye çalışıyorum.
Telefona bakmıyor, herhangi bir şey dinlemiyorum.
Amacım zihnimi akışa bırakmak.
Çoğunlukla yarım saat sonra projelerim, işlerim veya özel hayatımla ilgili fikirler aklıma geliyor ve bunları not etmek için duruyorum.
Ya yazılı ya da sesli not alıp yürüyüşüme devam ediyorum.
Sabah yürüyüş yapamadığım günlerde, gün içinde en az 20 dakika ayırarak en yakın sahile veya parka gidip yürüyüş yapmaya özen gösteriyorum.
Yürüyüş için genellikle evden 15 dakikalık mesafedeki sahili tercih ediyorum.
Ancak bazen biraz daha erken kalkıp Florya sahiline, Belgrad ormanına veya Atatürk Arboretumu’na gidiyorum.
Yalnız yürümek en ideali.
Kendi hızımda ve ritmimde ilerleyebiliyorum.
Bazen düşünce akışıma göre durmam gerekiyor; bu duraklamalar, zihnimden geçenleri daha net görebilmemi sağlıyor.
Yazma
Küçük cep boy not defterim ve kalemim her zaman yanımda.
Yürüyüş sırasında aklıma gelenleri özet halinde not alıyorum.
Ardından, birkaç günlük yapılacaklar listesini oluşturuyorum.
Bazen de okuduğum kitaptan en çok aklımda kalan ve zihnimi meşgul eden alıntılarla ilgili düşüncelerimi yazıyorum.
Son zamanlarda duygularımı da not etmeye çalışıyorum:
Ne hissediyorum, nasıl hissediyorum? Bunları anlamaya çalışıyorum.
Geçenlerde duygularımla ilgili notumu alırken şunu düşündüm:
“Gün içinde farklı duyguları hissediyorum ama duygularımı pek anlayamıyorum, betimleyemiyorum ve bazen yönetemiyorum.
Yani duygusal zekâm zayıf. Keşke eğitim müfredatında olsaymış, keşke bize öğretilseymiş.”
